Danimarka’da Peçe Yasağına Direnen Türk Kadın Sara ile Özel Röportaj
Danimarka’da peçe yasağı uzun zamandır konuşuluyor. Geçtiğimiz haftalar içerisinde yasa onaylandı ve yasal olarak artık dışarıda peçe takmak, yüzü örtmek yasak. Polis eğer böyle bir kişi görürse 1000 kron (730 TL) para cezası kesiyor.
Yasa ihlali tekrarlandığı takdirde bu ceza 10 bin krona kadar çıkabiliyor.
Sara L. Danimarka’da doğup büyüyen aslen Türk bir ablamız. Danimarka’daki peçe yasağına karşı direnen önemli aktivistlerden biri. Yaptığı çalışmalar bir çok Avrupa kanalı tarafından haberleştirildi. Arkadaşları ile beraber peçe yasağına karşı bir kamuoyu oluşturmak amacıyla “Kvinder I Dialog” grubunu kurdu. Bir çok TV ve radyo programlarına katıldı ve en son parlamentoya kadar girip yasağı destekleyen milletvekilleri ile görüştü. Sara ablamız ile bu süreci konuştuk.
Danimarka’daki peçe yasası ne zamandan beri konuşuluyor? Avrupa’da diğer ülkelerde başlayan yasağın bir uzantısı mı oldu sizce?
Avrupa’da genel anlamda İslam’a karşı bir mücadele ve düşmanlık başladı. Genel anlamda Avrupa’nın tüm politikasına bakınca bunu görebiliyoruz. Bazı ülkelerde minareleri yasaklamayı bile gündeme getirdiler. Müslümanların dinlerini rahat yaşamamaları için kanunlar çıkartıyorlar.
Danimarka’da 9 senedir bu peçe yasağı konuşuluyor. Peçe yasağından önce bir başörtüsü yasağından bahsediyorlardı. Danimarka’da ırkçı Halk partisi var. Bunlar yabancılara ve Müslümanlara karşı nefretlerini ve duruşlarını açık bir şekilde gösteriyorlar. Başörtüsü yasağını birkaç kere parlamentoda öne sürdüler. Ama bu yasak gerçekleşmedi. Bunun üzerine peçe yasağına odaklandılar. 10 senedir bunun üzerinde çalışıyorlar.
İlk defa bu yasağı öne sürdüklerinde diğer partiler bu ülkede dini özgürlük olduğunu söyleyerek kabul etmediler. “Biz özgür bir ülkeyiz herkes istediği gibi yaşayabilir” anlayışı hakim aslında. Bunu Muhammed (s.a.v)’in karikatürlerini yaptıklarında da söylemişlerdi. Biz neden bizim peygamberimizle alay ediyorsunuz bu bizim en büyük değerimizdir dediğimizde bize dediler ki: “Bizim ifade etme özgürlüğümüz var. Biz basına bunu yapmayın şunu yapmayın diyemeyiz. Çünkü bu bizim en büyük inançlarımızdan birisidir.”
Bu nedenle o senelerde bu peçe yasağı kabul edilmedi. Çünkü kendilerini özgür, demokrat bir ülke olarak tanımlayıp Müslümanların kıyafetlerine karışmaları ne kadar ikiyüzlü olduklarının bir göstergesi olacaktı.
Anayasa mahkemesi de dedi ki bu şekilde peçe yasağı bizim kanunlarımıza aykırı çünkü anayasada “dinler özgürlüğü” maddesi var. Bu maddeye göre direk bir dini grubu hedefleyen kanun yapılamaz. Halk partisi bunun üzerine direk peçe yasası şeklinde değil de daha geniş bir yasa öne sürmeye başladı. Buna da “Kapanma Yasası” şeklinde isim verdi. Ve şuan bu yasa yürürlüğe girdi.
Müslümanlara karşı bir yasa olduğu anlaşılmasın diye bazı değişik kurallar koymuşlar. Mesela sahte sakal takmak yasak. Kim sahte sakal takar ki? Noel’de takıyorlar onu da not düşerek noel dışında sahte sakal takmak yasaktır yazmışlar.
Yasada direk peçe (niqab) yasaktır geçmiyor. Yasak maddesinde yüzünü takma sakalla veya Müslümanların taktığı gibi yüz örtüsüyle kapatmak yasaktır yazıyor. Güya Müslümanlara karşı bir kanun koymadıklarını söylemeye çalışıyorlar.
Yani olay kısaca şöyle; bunlar peçe yasağı çıkartmak istediler kendi anayasal mahkemeleri buna izin vermedi bunun üzerine ismini değiştirerek yapmayı başardılar. Bunu Danimarka’da Müslüman veya Müslüman olmayan herkes biliyor ki bu İslam’a karşı yapılan bir nefret içerikli bir yasadır.
Yasak resmi olarak ne zaman başladı?
1 Ağustos’ta.
Ceza alan oldu mu peki?
Evet, yasa yürürlüğe girdikten 2 gün sonra bir arkadaşımız ceza aldı.
Biz daha önce onlara şunu söyledik eğer siz Müslümanlara karşı özel yasalar çıkartırsanız, toplumda ayrımcılık yaparsanız bu şekilde, siz topluma şu sinyali göndermiş olursunuz “Müslümanlara karşı daha farklı davranabiliriz, onlara daha kötü bir muamele de bulunabiliriz.” Ve siz bunun önünü açınca toplumda Müslümanlara karşı sövme, dövme ve yasadışı hareketleri onaylamış oluyorsunuz. Ve aynen de bu şekilde oldu.
Bu ilk peçe cezası olayı şu şekilde oldu. Gayrimüslim bir kadın Müslüman bir kadına vuruyor onun peçesini çekiyor ve açmaya çalışıyor. Sonra polis geliyor. İkisine de kavgadan dolayı ceza veriyor fakat peçeli mağdur olan arkadaşımıza iki kere ceza veriyor peçeli olduğu için.
Biz olayın bu boyutlarda olabileceğini yasa onaylanmadan parlamentoya söylemiştik. Bu şekilde ayrımcılık içeren yasaklar toplumda Müslümanlara nefret ve şiddet olarak geri dönüyor.
Kısaca söylemek istediğim şu: Bu yasa giyinmekle, yüzü kapatmakla ilgili değil. Direk İslam ve Müslümanlara karşı yapılmış bir yasadır. Yoksa koskocaman parlamento 25 kişi yüzünü kapatmış kapatmamış bununla neden ilgilensin. Bunun toplumla, siyasetle ne ilgisi olabilir?
Danimarka’da Müslüman nüfusu ne kadar ve ne kadarı peçeli?
Danimarka’nın Müslüman nüfusu %6. Parlamento bir çok mescid ve organizasyonlara sorarak bir rapor çıkarmış. Bu %6’nın içinde 150 kişinin peçeli olduğunu tespit etmiş.
Bize sorarsanız biz hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Danimarka küçük bir yer ve Müslümanların yaşadığı yerler belli. Biz 25-30 kişiyiz. Bu kadar az kişi olmasına rağmen yasağı çıkartmaları İslam’a karşı ne kadar nefret ettiklerini gösteriyor. Parlamento sadece rapor çıkartmak için 500 bin kron (363 bin TL) harcama yaptı. Ne için? 25 kişi sokağa çıkmasın diye. Çünkü bizi gördüklerinde İslam’ın ne kadar güçlü olduğunu görüyorlar.
Ben Danimarka’da doğdum, burda büyüdüm. Danimarka vatandaşıyım. Bazılarımız ise Danimarkalı.
Yasağı çıkartan milletvekilleri bu yasadan önce bizi hayatlarında bir kere dahi görmüş değiller. Ne sokakta ne telefonda hiçbir görüşmüşlükleri olmadı bizimle. Çünkü çok az kişiyiz. Sadece düşünce olarak bile tahammülleri yok bize karşı.
Peki son zamanlarda IŞİD’in oluşturduğu kötü etki bu yasağı etkilemiş olabilir mi? Yani biz güvenlik anlamında bu yasağı çıkartıyoruz şeklinde bir yaklaşımları oldu mu?
Hayır bununla bir ilgisi yok. Terör veya güvenlik anlamında bir şey söylemediler, kendileri de bunu öne sürmüyorlar. Çünkü Işid olmadan önce de biz peçeliydik. Ve biz barışçıl insanlarız bunu onlar da biliyorlar.
Gayrimüslimlerde genelde şöyle bir anlayış var ki Danimarkalı bir milletvekili de bunu söyledi “Biz kadınların baskı altında olmasını istemediğimiz için yasakladık.” Buna ne diyorsunuz?
Genelde milletvekilleri çıkıp biz İslam’a ve Müslümanlara karşıyız onlardan nefret ediyoruz diyemiyorlar. İkiyüzlülük yapıp başka şeyler öne sürüyorlar. Bunlardan birisi de bu: “Bu kadınlar bunları kendi öz iradesiyle yapmıyorlar! Bir baskı zorluk altındalar.”
Bu kendi çıkarttıkları rapora da aykırı. Peçeyle alakalı hazırladıkları raporda bir röportaj yapmışlar. Muhabir soruyor: “Siz kendi ailenizden baskı görerek mi bunu yapıyorsunuz?” Peçeli hanımlar da diyorlar ki: “Bilakis bizim ailemiz peçe yapmamıza karşı, biz kendi isteğimizle bunu yapıyoruz.”
Biz TV programlarına çıkıp bunları söyledik, açıkladık. Artık bu bahaneyi de öne süremiyorlar. Şimdi başka bir şey söylemeye başladılar. “Siz toplumun bir parçası olamıyorsunuz.”
Biz de diyoruz ki: Biz hepimiz genç hanımlarız. Bazılarımız üniversite okuyor, bazılarımız çalışıyor. Bunun dışında en önemlisi bir çok gönüllü faaliyetlerde, aktivitelerde bulunuyoruz. Bu söylediklerinin doğru olmadığını onlar da biliyorlar.
Parlamentoda milletvekilleri bunun İslami bir simge olduğunu söylüyorlar. Bunu simgeleştirmişler. Biz de diyoruz ki, hayır bu bir ibadettir. Örtünmek dinde güzel bir şey olduğu için biz örtünüyoruz. Fakat onlar peçeyi siyasi bir simge haline getirmek istiyorlar. Şeriatın bir simgesi olarak algılıyorlar. Aslında onların mücadelesi şeriata karşı. Bunu çok net söylüyorlar: “Eğer bu şeriatın simgesiyse bu bize aykırı ve biz buna izin vermeyeceğiz.”Özgürlük konusunda ne kadar ikiyüzlü olduklarını gösteriyorlar. Eğer ben şeriata göre kişisel olarak giyinmek istiyorsam nerede kaldı o özgürlük? Hani dini özgürlük vardı?
Bir de diyorlar ki: “Beraber yaşamak için bu yasağı çıkarttık. İnsanlar birbirlerinin yüzüne bakmalı.” Halbuki onlar ne bizimle beraber yaşamak istiyorlar ne de kabullenmek istiyorlar. Sırf asimile etmek istiyorlar tek istekleri bu.
Ben peçeliyim o açık, ben helal yiyorum o helal yemiyor bu neden beraber yaşamamıza bir engel olsun ki? Benim bu şekilde davranmam senin hangi özgürlüğünü kısıtlıyor? Onlar kendi inançlarında o kadar şüpheye düşmüşlerki o kadar özgüvensizler ki %6’ olan Müslümanlardan çok korkuyorlar. Bir gün onlar daha fazla olacaklar ve bizim hayat tarzımızı değiştirecekler diye düşünüyorlar.
Parlamento’da yasağı destekleyen milletvekili ile görüştün. Milletvekili size “Sen şeriatı Danimarka kanunlarından önde tutmak istiyorsun” dedi. Cevabınız ne oldu?
Eğer ben böyle bir şey istiyorsam bu bir düşüncedir. Düşünce özgürlüğüdür. Bunu bize söylemeden önce kendileri Danimarka yasalarına saygı göstermeliler. Onların anayasaları onlara diyor ki “Dini özgürlük var”. Onlar çıkarttıkları yasalarla kendi kanunlarına ters düşüyorlar. Önce sen kendi yasalarına saygı göster sonra Müslümanlardan böyle bir şey talep et.
Milletvekilleri başka neler söylediler size?
Milletvekilleri ile görüşünce Allah’ın ne kadar doğru söylediğini anladım. Allahu teala diyorki: “Onların kin ve düşmanlıkları ağızlarından dökülen sözlerinden belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları düşmanlıkları ise daha büyüktür.” (Ali İmran 118)
Ve Allah başka bir ayette de siz dininizden vazgeçmedikçe onlar sizden razı olmayacaklar buyuruyor. Bunu bize direk söylediler. Biz sizin asimile olmanızı istiyoruz dediler. Çünkü bizi bu şekilde entegre edemiyorlar. Eğer çalışmaksa, iyi bir vatandaş olmaksa bizden daha iyi vatandaş bulamazlar. Gönüllü çalışmalarımız ile topluma bir çok katkıda bulunuyoruz.
Bunu milletvekili bana direk söyledi “Asimile olmanızı istiyoruz, bizim için en rahatı sizin asimile olmanızdır.” dedi. Bunu yapamadıkları için zorla yaptırmaya çalışıyorlar. Bu yasak bunun en açık göstergesi. Zorla senin kıyafetini çıkartacaklar, zorla sana diz çöktürecekler ki onların istedikleri gibi birisi olabilesin. Sonra da “Özgürlük, özgürlük” diye meydanlarda ikiyüzlü konuşacaklar.
Danimarka halkının kaçta kaçı bu yasağı destekliyor?
İstatistiklere göre %62’i bu yasağı istiyor. Bunun sebebi ise 30 senedir medyanın İslam karşıtı politikasıdır. Medya sürekli Müslümanlar hakkında olumsuz haberler yapıyor. Başörtü eşittir ezilmiş simgesi. Aynı yalanı sürekli tekrarlarsan doğru zannedersin. Danimarka’da bir çok kişi var hiçbir Müslümanla tanışmamış bir kere bile konuşmamış. Müslümanları sadece televizyonlardan tanıyorlar.
Bu yasaya karşı sizin nasıl bir duruşunuz oldu? Neler yapıyorsunuz?
Biz “Kvinder I Dialog” isminde bir grup oluşturduk. Öncelikle politikacılarla görüşmeye başladık. Fakat bunların bizimle görüşüp anlaşmaya niyetleri olmadı. Biz de topluma yöneldik. Ve bu konularda insanlara sokak diyalogları, konferans ve sunumlar düzenledik. Birileri bizim hayatımız hakkında bir yasa düzenleniyor ve bu bize sorulmuyor. Biz de kendimiz sesimizi yükseltmeye çalıştık.
“Åbenthus” yani “Açık Ev” etkinlikleri düzenledik. Bir yeri kiralayıp orda bu konu hakkında bilgilendirme yapıp soruları cevaplıyoruz. Gelenlere kek, çay ikramlarımız oluyor. Bir nevi diyalog kuruyoruz diğer insanlarla.
Okullar, üniversiteler konuşmam için beni davet ediyorlar. Tv ve radyo programlarına çıkıyoruz. Sesimizin ulaşabileceği her yere gidiyoruz.
Gayri Müslimlerden nasıl dönüşler aldınız?
Olumlu dönüşler aldık. Mesela ben gayri müslimlere ait büyük bir okulda konferans verdim peçe ve Müslümanların nasıl muamele gördüğü hakkında. Sohbetimden sonra öğretmenlerden ve öğrencilerden ağlayanlar oldu. Sadece Müslüman olduğum için yaşadığım şeyleri anlattım. İnsanlar bunları duyunca duygulandılar.
Bu bir gerçek ve bunun sebebi ise politikacıların tutumlarıdır. Onların İslam’a karşı yaptıkları mücadele tüm toplumu etkiliyor.
Tabi bunları sadece gönlü açık, zihni açık kişilere anlatabiliyoruz. Kapalı bir kişiye gerçekleri öğrenmek istemeyen bir kişiye ne kadar da anlatsan gerçekleri öğrenmek istemiyor.
Protestolarınıza katılım oldu mu bu kişiler tarafından?
Evet, protestolara katılanların çoğu gayri müslimlerdi.
Oradaki Müslüman cemaatlerden, mescitlerden destek görüyor musunuz?
Evet destekleyenler oluyor. Fakat azınlık olduğumuzu düşünerek yapabilecek bir şey olmadığını söylüyorlar. Yasağı istemiyorlar ama kabulleniyorlar. Biz de diyoruz ki biz genciz ve çaresizlik içinde oturup beklemeyeceğiz. Bunu diyalog yoluyla çözmeye çalışacağız.
Tv, radyo programlarında size ne gibi sorular soruyorlar?
TV programlarında olayı manipüle etmek için farklı sorular soruyorlar. İstediğimiz gibi konuşmamıza izin vermiyorlar. Diyalog kurmak için sizin ağız hareketlerinizi görmem gerekir diyorlar. Tamam belki bunu istiyorsun ama bunu yapmak için bana 10 bin kronluk (7bin TL) ceza mı vereceksin? Benimle peçeli konuşmak istemiyorsan bu da senin özgürlüğün. Bu şekilde kapananlar ile konuşma. Bu yasalar, cezalar diyalog yerine insanları birbirinden uzaklaştırıyor.
Bir arkadaşımızı radyo programına çağırdılar. Programdan sonra aşağı inerken sunucu onu aradı “Birisi seni şikayet etmiş hemen git buradan” dedi. Yasak için bir de diyorlar ki “Sizinle beraber yaşamak için bunlar.” Ne kadar belli oluyor 🙂
Sosyal medyada bir videonuzdan sonra sürekli şu şekilde yorumlar geldi “Avrupa’da yaşıyorsa oranın kurallarına riayet edecek o zaman niye Avrupa’da yaşıyor?” Buna ne diyorsunuz?
Bu dünyayı Allah yarattı. Güneş’in doğması ve batması Allah’ın elinde. Herşey Allah’ın kontrolü altında. Bu dünyanın sahibi Allah’tır. Eğer ki onlar Allah’ın kanunlarına göre, onun istediğine göre yaşamayacaklarsa onlar gezegenden çıksınlar 🙂 Bana Müslümanlar diyorlar ki, orası onların ülkesi. Burayı kim yarattı? Burası Allah’ın arzı. Ben burada doğdum, burada büyüdüm. Ben Danimarka vatandaşıyım. Burası onların değil burası bizim de, ben bu topluma aitim ve benim de bir söz hakkım var. Ve burası dini özgürlüğüyle övünen bir ülke. Danimarkalı olan peçeli arkadaşlarımız da var onlar ne yapsın peki?
Şuan dışarıda yasak var ve görülmeniz durumunda ceza alacaksınız. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Nasıl yaşıyorsak aynı yaşamaya devam edeceğiz. Biz kesinlikle peçemizi çıkarmayacağız. Yasağı kaldırmak için elimizden geleni yapacağız. Çok dışarı çıkmayı tercih etmeyeceğiz polise yakalanmamak için. Dışarıda yaptığımız faaliyetleri salon ve mescitlerde devam edeceğiz. Okulumuzu içeriden okuyacağız.
Onlar diyorlar ki bu yasak beraber yaşamak için aslında onlar bizi toplumdan izole ediyorlar.
Yasaktan sonra şöyle diyen Müslümanlar çok oldu: “Din zorluk değildir. Neden bu kadar zorluyorsunuz, peçe farz değil orda yaşıyorsanız o topluma ayak uydurun ve peçenizi açın.” Buna ne diyorsunuz?
Burda önemli olan mücadeleyi anlamak. Orda sen yüzünü kapatıyorsun diye bir yasak getirmiyorlar. Sen orda dinine bağlı olduğun için yasak getiriyorlar. Bu yasada geçerli sebepler dışında yüzünü kapatamazsın yazıyor. Geçerli sebepler de şöyle: Bir festivale gideceksen yüzünü kapatabilirsin. Çalışıyorsan çalışman bunu gerektiriyorsa yüzünü kapatabilirsin. Üşüyorsan yüzünü kapatabilirsin. Doktorsan yüzünü kapatabilirsin. Fakat sen Müslümansan bu bir sebep değildir kapatamazsın!
Bu yasa yüzünü kapatmak toplumda sorun yaratıyor düşüncesiyle çıkmadı. Tamamen İslam karşıtı olduklarından çıktı bu yasa. Bu sebeple biz de buna karşı bir mücadele veriyoruz. Çünkü biz Allah’a ahiret gününde demek istiyoruz ki “Allah’ım bunlar senin dinine karşı bir savaş açtı ve biz de ona karşı bir tutumda bulunduk, bir duruşumuz oldu.”
Kafir sana dese başörtünü çıkart hemen boyun mu eğeceksin? Sakal yasası çıkartsa hemen kesecek misin?
Olayın peçenin farzlığı ile alakası yok. Bu yasağı çıkartanlar bunun farz mı sünnet mi olduğunu önemsemiyorlar ki onlar bunda İslam’ı görüyor. Onu görünce Allah’a boyun eğmeyi görüyor. Onlar buna savaş açmış. Yoksa yüzünü kapat, çiz, boya onlar bunu önemsemiyor. Önemsedikleri şey İSLAM. Ben kendi irademle dersem ben artık peçe giymek istemiyorum bu ayrı bu tercihtir. Fakat bir kafir sana sırf İslam dininden nefret ettiği için sana boyun eğdirmek için bir yasa yapıyorsa orda çıkarmayacaksın! Her gün çıkar o gün çıkarma. Bizim için önemli olan o.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Malcolm X’in çok güzel bir konuşması var. Diyor ki: “Siyahiler iki gruba ayrılır. Ev kölesi ve tarla kölesi. Tarla kölesi çok zorluklar altında yaşar. Sahibinden sürekli şiddet ve azar yer. Kulübede yaşar, çöplerden yemek yer. Fakat sahibinden nefret eder ve ona karşı içinde bir mücadele başlar. Ama ev kölesi öyle değil. Sahibinin yanında kalır, onun yemek artıklarını yer. Sahibini kendisini sevdiğinden daha çok sever. Köle olmasına rağmen sahibini sahibinden daha çok savunur.
İşte Müslümanlar da ikiye ayrılıyor. Bir grup, İslam düşmanlarının onlara karşı mücadelesini görüyor ve ona karşı dik duruyor, ona karşı tutumunu belli ediyor.
Diğer grup ise İslam düşmanından daha beterdir. Çok baskı altında kaldıklarından korkaklık içlerine işliyor. Yasadışı olmayan eylemleri yapmaktan dahi korkuyorlar hatta düşmanları gibi konuşmaya başlıyor.
Kafir sana ülkesine göre konuşma, ifade özgürlüğü vermiş. Kendi kanunlarına göre din özgürlüğü vermiş. Ama diyorlar ki, “Neden çıkarmıyorsun ki? Neden onlar bir şey istediğinde boyun eğmiyorsun ki. Konuşma özgürlüğünü dahi kullanma.” Kafir seninle dininden dolayı mücadele ediyor sen neden bunu kabulleniyorsun? Sen neden buna karşı bir mücadelede bulunmuyorsun en azından bir şeyler konuşmuyorsun? Bunlar İslam düşmanlarına karşı ezilmiş durumdalar, görüşlerini dahi söyleyemiyorlar. “Hayır, bu yanlıştır hani din özgürlüğü vardı” dahi diyemiyorlar.
Danimarka’da sen bu yasağı protesto edince birkaç milletvekili ile tartışınca sokakta broşür dağıtınca, biz bu yasağa karşıyız dediğinde kimse sana bir şey yapmıyor ki? Yaptığın şey kanun dışı değil.
Tüm Müslümanlara bir nasihatım olacak. Başınızı dik tutun. Siz Allah’ın kullarısınız. Allah sizi İslam’la yüceltti. Siz başkalarına karşı ezilmemelisiniz. Dininizle gurur duyun ve onun arkasında durun. Bir kafir İslam’a nefretinden dolayı sizi boyun eğdirmek istiyorsa siz buna izin vermeyin. Son güne kadar bu mücadeleyi verin. Umulur ki Allah sizi bundan dolayı affeder ve derecenizi yükseltir.
Röportaj-Haber: Sevra Doğan
Gayrimuslimler ile diyalog etkinlikleri
Protestolar
Danimarka’da peçe yasağına karşı düzenlenen protesto sırasında bir eylemciye sarılan polis hakkında soruşturma başlatıldı
DW Türkçe’de Sara hakkında çıkan haber
“Åbent hus” diyalog etkinlikleri